Cassidy ilk bebek bakıcılığı işi nedeniyle gergindi. Yaramaz çocuklar ve zor ebeveynler hakkında korku hikayeleri duymuştu. Ancak Bauer’lerin evine vardığında her şey normal görünüyordu. Çocuk odası iyi donanımlıydı, bebek huzur içinde uyuyordu ve Bay ve Bayan Bauer dost canlısı ve güvenilir bir çift gibi görünüyorlardı.
Ancak Cassidy odaya girdiğinde kalbi sıkıştı. Bebek yoktu. Dinlenmek yoktu bebeğim. Bunun yerine kendini Bay Bauer’in yatakta çıplak ve mastürbasyon yaptığı ana yatak odasında buldu.
Durumu anlamlandırmaya çalışırken Cassidy’nin zihni hızla çalışıyordu. Yanlış odaya mı girmişti? Bu bir çeşit yanlış anlaşılma mıydı? Ancak Bay Bauer başını kaldırıp ona baktığında bunun bir hata olmadığını biliyordu.
İlk içgüdüsü koşmaktı. O odadan ve o evden olabildiğince çabuk çıkmak. Ama bir şey onu geride tuttu. Belki durumun şokuydu, belki de Bay Bauer’in ayrılmaya çalışması halinde ne yapabileceği korkusuydu.
Bay Bauer kapı eşiğinde donup kalırken sakin ve kendine hakim bir sesle konuştu. “Özür dilerim Cassidy. Seni bu duruma sokmamalıydım. Lütfen beni böyle gördüğünü unut.”
Cassidy’nin aklı karışıyordu. Az önce tanık olduğu şeyi nasıl unutabilirdi? Kendisini yeni açığa vuran bir adam için bebek bakıcılığına nasıl geri dönebilirdi?
Ama Bay Bauer’in gözlerine baktığında onu şaşırtan bir şey gördü. Şehvet ya da saldırganlık değil, kırılganlık ve utançtı. Onun bir canavar değil, kusurlu ve sorunlu bir insan olduğunu fark etti.
O anda Cassidy bir karar verdi. Kaçmazdı. Yargılamayacaktı. Burada kalacak ve açıkça yardıma ihtiyacı olan Bay Bauer’e destek sunacaktı.
Yatakta onun yanına otururken daha önce hiç yaşamadığı bir şefkat ve anlayış duygusu hissetti. Ve o anda bu bebek bakıcılığı işinin başka hiçbir şeye benzemeyeceğini anladı.
+ There are no comments
Add yours