Madison (Eliza Ibarra) mutfağında smoothie yapıyor. Blenderdeki buz küplerinin üzerine meyve suyu döküyor. Hareketleri çok zarif ve amaçlıdır. Kapı zili çaldığında blenderi açmak üzeredir. Sanki kimseyi beklemiyormuş gibi görünüyor. Ellerini yakındaki bir el havlusuna siliyor ve kapıyı açmaya gidiyor. Madison kapıyı açar ve meslektaşı Jordan’ı (Lucas Frost) selamlar. Onu içeri davet eder ve mutfağa götürür. Madison smoothie’sini hazırlarken, Jordan neden Madison’ı görmeye geldiğini açıklıyor ve Madison’ı, kariyerini ilerletmek için çeşitli iş arkadaşlarının ayrılmasına şaibeli yöntemler kullanmakla suçluyor. Sessizliği karşılığında ona ne teklif etmek istediğini sorar. Madison hafifçe gülümsüyor, yüzünde en ufak bir endişe belirtisi bile görünmüyor. Blenderi çalıştırıyor. Buz yüksek sesle unutulacak şekilde ezilir. Madison, Jordan’a da pisliği olduğunu ima ediyor. Jordan blöf yaptığını düşünüyor ama Madison, Jordan’a çeşitli suçlarına dair somut örnekler veriyor. Jordan esprili bir şekilde gülüyor ve başını sallıyor. Neredeyse hayranlığa yaklaşan bir ifadeyle Madison’a bakıyor. Madison, Jordan‘e benzer bir ruha sahip olduğunu hissediyor ve sevişmelerini öneriyor. Jordan inanamıyormuş gibi görünmeye çalışarak gülüyor ama ilgilendiği açık. ‘Fırsat yok’ diyor. ‘Ah lütfen, bana küçük ‘yüzleşmemizin’ kavgadan çok ön sevişme gibi hissettirmediğini söyleyemezsin değil mi? Sessizliğin karşılığında sana tam olarak ne teklif edeceğimi sanıyordun? Para? Hiçbirimizin buna ihtiyacı yok. Buraya bunun için geldin,’ diye karşılık veriyor. Jordan, ‘Peki, umarım beni idare edebilirsin’ diyor. “Hadi bakalım,” diye cevap verdi Madison, hain bir sırıtışla. Jordan kendisini neyin beklediğini bildiğini düşünebilir ama Madison’ın GERÇEKTEN neler yapabileceğine dair hiçbir fikri yok. .
Power play, eliza ibarra, lucas frost,puretaboo,
+ There are no comments
Add yours